Select Page

Kur’ân-ı Kerîm’den Dualar

﴿وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَارًا﴾

Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz.

Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.

(İsrâ Sûre-i Celîlesi, 17/82)

Öncelikli Dua Kaynağımız Olarak Kur’an-ı Kerîm

Her konuda olduğu gibi dua ve evrad ü ezkar konusunda da birinci kaynağımız Kur’an-ı Kerîm’dir. Engin muhtevası içinde inanç ve akaide dair ayet-i kerimeler.. emir ve nehiylerden oluşan şer’î hükümler.. kulluğa dair derinlikli meseleler.. ilim, fikir ve tefekkür hakkında bahisler.. irşad, tebliğ ve nasihat hususunda tevcih ve teşvikler.. kelam, tasavvuf, san’at ve belağat gibi daha pek çok ana konularda semavi beyanlar… bulunduran o hikmetli ve câmi Kitap, aynı zamanda bizlere birbirinden güzel pek çok dua ve zikirler de sunar. Bu açıdan biz, Kur’an-ı Kerîm’i sair mucizevi yönlerinin yanında aynı zamanda bir dua ve zikir kitabı olarak da görürüz.

Kur’an-ı Kerîm’de enbiya-izam efendilerimizin (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselam) diliyle bize ta’lim buyurulan zikir ve dualar, Allah (celle celâlühû) kelamı olmaları itibariyle şüphesiz ki beşer dualarından çok derecelerle daha üstün ve daha faziletlidirler. Her şeyden önce bunlar, çok cami ve kuşatıcı dualardır. Az ve öz ifadelerle çok manayı hatta mana katmanlarını ihtiva ederler. Yüce Yaratıcı’yı en iyi bilip tanıyan seçkin kullar (Mustafeyn’el-Ahyâr) olan nebilerin (aleyhimüsselam) lisanlarından semalar ötesine yükselmiş olmaları yönüyle Cenab-ı Allah’a hitap, davet (dua) ve teveccühte hayret ufuklarımızı aşkın ince bir edep çizgisinde bulunmaktadırlar ki, bu da o duaların Hak katında daha makbul olduğunu işaretlemektedir. Biz, Rabbimiz’e olan hürmet hislerimizi O Yüceler Yücesi’ne nasıl arz edeceğimizi ve yine O Kudreti Sonsuz’dan neleri ve nasıl talep edeceğimizi evvela işte bu dualardan öğreniriz. Dolayısıyla bizim, öncelikli olarak Kur’an-ı Kerîm’den öğrendiğimiz dualarla Rabbimiz’e yalvarıp yakarmamızın, zikirlerle O’nu anmamızın ehemmiyeti pek âşikar olarak ortaya çıkmaktadır.

Her yanda, her yörede mağduriyet ve mazlumiyetlerden yükselen âh u enînlerin semaları inlettiği ve hız kesmeyen bir salgın hastalığın bütün insanlığı esareti altına aldığı bugün biz de, tam bir acz u fakr ve ızdırar içinde Rabbimiz’e ellerimizi kaldırırken, ilkin yine O’nun bize Kur’an-ı Mübîn’de talim buyurmuş olduğu dualarla, tevbe, istiğfar, istiaze ve taleplerle O’na yalvarıp yakarmak niyetindeyiz. Merhameti Sonsuz Rabbimizden niyazımız odur ki, Nuh (aleyhisselâm)’ın, kavmi hakkındaki duasına icabet ettiği.. düşmanlarına karşı İbrahim (aleyhisselâm)’a yardımda bulunduğu.. Hazreti Yusuf’u babası Yakub Peygamber’e kuvuşturduğu.. Hazreti Eyyûb’a dokunan zararı kaldırdığı.. Zekeriya (aleyhisselâm)’ın duasına kabul mührü vurduğu.. Yunus ibn Metta’ın (aleyhisselâm) tesbihini kabul ettiği… gibi dualarına icabet ettiği bu peygamberân-ı izam hürmetine, Server-i Enbiya olan Hazreti Muhammed Mustafa (aleyhissalâtü vesselam) hürmetine bizim dualarımızı da kabul eylesin. Kabul edip bizi rızasına ulaştırsın ve yolunu gözlediğimiz devalarla, şifalarla, fereç ve mahreçlerle sevindirsin. Âmin.

Mustafa Yılmaz

Mayıs, 2020

Kur’an-ı Kerîm’den Dualar

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

﴿اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ ❁ اَلرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ ❁ مَالِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِۜ ❁ اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ ❁ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ ❁ صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْۙ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّآلّ۪ينَ﴾

Bismillâhirrahmânirrahîm

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla. Bütün hamdler, övgüler âlemlerin Rabbi Allah’adır. O Rahmân’dır, Rahîm’dir. Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. (Haydi öyleyse deyiniz): “Yalnız Sana ibadet eder, yalnız senden medet umarız.” Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet. Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.[1]

***

﴿سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ﴾

Sübhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin.[2]

***

﴿اَعُوذُ بِاللّٰهِ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ﴾

Cahillerden olmaktan Yüce Allah’a sığınırım.[3]

***

﴿رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ﴾

Ey Yüce Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi cehennem ateşinden koru.[4]

***

﴿رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَٓا اِنْ نَس۪ينَٓا اَوْ اَخْطَأْنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَٓا اِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِه۪ۚ وَاعْفُ عَنَّا۠ وَاغْفِرْ لَنَا۠ وَارْحَمْنَا۠ اَنْتَ مَوْلٰينَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ﴾

Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma. Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma. Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize. Sensin Mevlâmız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize.[5]

***

﴿رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةًۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ﴾

Ey bizim kerîm Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi saptırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz bağışı bol olan Vehhab Sensin Sen!

***

﴿رَبَّنَٓا اِنَّنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِۚ﴾

Ey bizim kerim Rabbimiz! Biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru.[6]

***

﴿اللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَٓاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَٓاءُۘ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَٓاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَٓاءُۜ بِيَدِكَ الْخَيْرُۜ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ❁ تُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِۘ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّۘ وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ﴾

Ey mülk ve hakimiyet sahibi Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden onu çeker alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil kılarsın. Her türlü hayır yalnız Sen’in elindedir. Sen elbette her şeye kadirsin. Geceyi gündüze katar günü uzatırsın, gündüzü geceye katar geceyi uzatırsın. Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın. Sen dilediğin kimseye sayısız rızıklar verirsin.[7]

***

﴿رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَاِسْرَافَنَا ف۪ٓي اَمْرِنَا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ﴾

Ey bizim kerîm Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıklarımızı affet. Ayaklarımızı hak yolda sabit kıl ve kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle.[8]

***

﴿رَبَّنَٓا اَخْرِجْنَا مِنْ هٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ اَهْلُهَاۚ وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّاۚ وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَص۪يرًاۜ﴾

Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yollayıver.[9]

***

﴿رَبَّنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ﴾

Ey bizim Rabbimiz! Kendimize yazık ettik. Şayet Sen kusurumuzu örtüp, bize merhamet buyurmazsan, en büyük kayba uğrayanlardan oluruz.[10]

***

﴿رَبَّنَٓا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِم۪ينَ۟﴾

Ey bizim büyük Rabbimiz! Sabır kuvvetiyle doldur kalbimizi, yağmur gibi sabır yağdır üzerimize ve Sana teslimiyette sebat eden kulların olarak canımızı teslim al.[11]

***

اَللّٰهُمَّ ﴿اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِر۪ينَ ❁ وَاكْتُبْ لَنَا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ اِنَّا هُدْنَٓا اِلَيْكَۜ﴾

***

﴿حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ﴾

Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O’na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzam hükümranlığın sahibidir.[13]

***

اللّٰهُمَّ ﴿فَاطِرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ أنْتَ وَلِيّ۪ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۚ تَوَفَّن۪ي مُسْلِمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَ﴾

Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da, âhirette de mevlam, yardımcım Sensin. Sana tam itaat içinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı ve dürüst insanlar arasına dahil eyle.[14]

***

﴿رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ ❁ رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟﴾

Ya Rabbî! Beni de, neslimi de namazı devamlı olarak ve gereği gibi kılan kullarından eyle. Duamı, lütfen kabul buyur Ya Rabbî! Ey Kerîm! Beni, annemi, babamı ve bütün müminleri kıyamet günü affeyle.[15]

***

﴿رَبِّ اَدْخِلْن۪ي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْن۪ي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَص۪يرًا﴾

Ya Rabbî! Gireceğim yere dürüst olarak girmemi, çıkacağım yerden de dürüst olarak çıkmamı nasib et ve Kendi katından beni destekleyecek kuvvetli bir delil ver bana.[16]

***

﴿رَبَّنَٓا اٰتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ اَمْرِنَا رَشَدًا﴾

Yüce Rabbimiz! Katından bir rahmet ver ve şu dâvamızda doğruluk ve muvaffakiyet ihsan eyle bize.[17]

***

﴿وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِيًّا﴾

Ya Rabbî! Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım.[18]

***

﴿رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ ❁ وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ﴾

Ya Rabbî! Genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi.[19]

***

﴿رَبِّ زِدْن۪ي عِلْمًا﴾

Rabbim! İlmimi artır.[20]

***

رَبِّ إِنِّي ﴿مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ﴾

Ya Rabbî! Bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.[21]

***

﴿لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ﴾

Ya Rabbî! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah! Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin! Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim![22]

***

﴿رَبِّ انْصُرْن۪ي بِمَا كَذَّبُونِ﴾

Ya Rabbî! Beni yalancı saymalarına karşı Sen yardım et bana.[23]

***

﴿رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِۙ ❁ وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ﴾

Ya Rabbî! Şeytanların vesveselerinden, onların yanıma sokulmalarından Sana sığınırım.[24]

***

﴿رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ﴾

Ya Rabbî! Sen bizi affet, Sen bize merhamet et. Zira merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin Sen![25]

***

﴿رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا﴾

Ey keremi bol Rabbimiz! Bize gözümüzün, gönlümüzün süruru olan temiz eşler ve nesiller ihsan eyle, bizi müttakilere önder eyle.[26]

***

﴿اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ ❁ وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ ❁ وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ ❁ وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّ يُحْي۪ينِۙ ❁ وَالَّذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ ❁رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ ❁ وَاجْعَلْ ل۪ي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْاٰخِر۪ينَۙ ❁ وَاجْعَلْن۪ي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّع۪يمِۙ﴾

O’dur beni yaratan ve hayat imkânlarını veren, maddeten ve mânen yol gösteren. O’dur beni doyuran, O’dur beni içiren. Hastalandığımda O’dur bana şifa veren. O’dur beni öldürecek ve sonra da diriltecek olan. Büyük hesap günü günahlarımı bağışlayacağını umduğum ulu Rabbim de yine O’dur. Ya Rabbî! Bana hikmet ver ve beni hayırlı kulların arasına dahil eyle! Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasip eyle bana. Naim cennetlerine vâris olanlardan eyle beni ya Rabbî![27]

***

اَللّٰهُمَّ ﴿افْتَحْ بَيْن۪ي وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّن۪ي وَمَنْ مَعِيَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ﴾

Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen kurtar Allahım![28]

***

﴿رَبِّ اَوْزِعْن۪ٓي اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّت۪ٓي اَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلٰى وَالِدَيَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضٰيهُ وَاَدْخِلْن۪ي بِرَحْمَتِكَ ف۪ي عِبَادِكَ الصَّالِح۪ينَ﴾

Ya Rabbî! Beni nefsime öyle hâkim kıl ki gerek bana, gerek ebeveynime ihsan ettiğin nimetlere şükredeyim, Seni razı edecek yararlı işler yapabileyim. Bir de lütfedip beni hayırlı kulların arasına dahil eyle.[29]

***

﴿رَبِّ نَجِّن۪ي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ۟﴾

Şu zalimler güruhunun elinden beni halas eyle ya Rabbî![30]

***

﴿عَسٰى رَبّ۪ٓي اَنْ يَهْدِيَن۪ي سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ﴾

Ümit ederim ki Rabbim beni doğru yola yöneltir.[31]

***

﴿رَبِّ اِنّ۪ي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَق۪يرٌ﴾

Ya Rabbî! Bana lütfedeceğin her türlü nimete muhtacım.[32]

***

﴿رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟﴾

Ya Rabbi! Bu müfsitler, bu bozguncular gürûhuna karşı bana Sen yardım eyle.[33]

***

﴿حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ﴾

Allah bana kâfidir. Güvenecek yer arayanlar da, yalnız O’na dayanıp tevekkül etsinler.[34]

***

﴿اللّٰهُمَّ فَاطِرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ اَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ﴾

Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen! Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum.[35]

***

﴿وَاُفَوِّضُ اَمْر۪ٓي اِلَى اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ بَص۪يرٌ بِالْعِبَادِ﴾

Artık ben işimi Allah’a bırakıyorum. Çünkü Allah kullarını pek iyi görmektedir.[36]

***

﴿رَبِّ اَوْزِعْن۪ٓي اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّت۪ٓي اَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلٰى وَالِدَيَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضٰيهُ وَاَصْلِحْ ل۪ي ف۪ي ذُرِّيَّت۪يۚ اِنّ۪ي تُبْتُ اِلَيْكَ وَاِنّ۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ﴾

Ya Rabbî! Gerek bana, gerek anneme babama lütfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevk et. Senin razı olacağın yararlı işler yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasip eyle. Rabbim! Senin kapına döndüm, ben Sana teslim olanlardanım.[37]

***

رَبِّ إِنِّي ﴿مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ﴾

Ya Rabbî! Ben mağlubum, artık Sen bana yardım et.[38]

***

﴿رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِاِخْوَانِنَا الَّذ۪ينَ سَبَقُونَا بِالْا۪يمَانِ وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا رَبَّنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ۟﴾

Ey Kerim Rabbimiz! Bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle. İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma. Duamızı kabul buyur Rabbenâ, çünkü Sen Raûf ve Rahîm’sin.[39]

***

﴿رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُ ❁ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ﴾

Ey Yüce Rabbimiz! Yalnız Sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Sen’in huzuruna varacağız. Ey Ulu Rabbimiz! Bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi! Çünkü Sen Azîz ve Hakîm’sin.[40]

***

﴿رَبَّنَٓا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَاۚ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ﴾

Ey Kerim Rabbimiz! Nûrumuzu daha da artır, tamamına erdir, kusurlarımızı affet, çünkü Sen her şeye Kadir’sin.[41]

***

﴿سُبْحَانَ رَبِّنَٓا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ﴾

Sübhansın Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz.[42]

***

﴿يَا وَيْلَنَٓا اِنَّا كُنَّا طَاغ۪ينَ ❁ عَسٰى رَبُّنَٓا اَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَٓا اِنَّٓا اِلٰى رَبِّنَا رَاغِبُونَ﴾

Yazıklar olsun bize, ne azgın kimselermişiz! Olur ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimizin rahmetini arzu ediyor, O’na dönüyoruz.[43]

***

﴿رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَلَا تَزِدِ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا تَبَارًا﴾

Ya Rabbî! Beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın bütün müminleri affeyle. O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle![44]

***

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

﴿قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ ❁ اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ ❁ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ ❁ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ﴾

Bismillâhirrahmânirrahîm.

De ki: O, Allah: gerçek İlahtır, Bir’dir. Allah Samed’dir. Ne doğurdu, ne de doğuruldu. Ne de herhangi bir şey O’na denk oldu.[45]

***

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

﴿قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِۙ ❁ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَۙ ❁ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ ❁ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِۙ ❁ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ﴾

Bismillâhirrahmânirrahîm.

De ki: Sabahın Rabbine sığınırım: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.[46]

***

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

﴿قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ ❁ مَلِكِ النَّاسِۙ ❁ اِلٰهِ النَّاسِۙ ❁ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ ❁ اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِۙ ❁ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ﴾

Bismillâhirrahmânirrahîm.

De ki: İnsanların Rabbine, insanların yegane Hükümdarına, insanların İlahına sığınırım: O sinsi şeytanın şerrinden. O ki insanların kalblerine vesvese verir. O şeytan, cinlerden de olur, insanlardan da olur.[47]


[1] Fâtiha Sûre-i Celîlesi, 1/1-7

[2] Bakara Sûre-i Celîlesi, 2/32

[3] Bakara Sûre-i Celîlesi, 2/67

[4] Bakara Sûre-i Celîlesi, 2/201

[5] Bakara Sûre-i Celîlesi, 2/286

[6] Âl-i İmran Sûre-i Celîlesi, 3/16

[7] Âl-i İmran Sûre-i Celîlesi, 3/26

[8] Âl-i İmran Sûre-i Celîlesi, 3/147

[9] Nisâ Sûre-i Celîlesi, 4/75

[10] A’raf Sûre-i Celîlesi, 7/23

[11] A’raf Sûre-i Celîlesi, 7/126

[12] A’raf Sûre-i Celîlesi, 7/155-156

[13] Tevbe Sûre-i Celîlesi, 9/129

[14] Yusuf Sûre-i Celîlesi, 12/101

[15] İbrahim Sûre-i Celîlesi, 14/40-41

[16] İsra Sûre-i Celîlesi, 17/80

[17] Kehf Sûre-i Celîlesi, 18/10

[18] Meryem Sûre-i Celîlesi, 19/4

[19] Tâhâ Sûre-i Celîlesi, 20/25-26

[20] Tâhâ Sûre-i Celîlesi, 20/114

[21] Enbiya Sûre-i Celîlesi, 21/83

[22] Enbiya Sûre-i Celîlesi, 21/87

[23] Mü’minûn Sûre-i Celîlesi, 23/26

[24] Mü’minûn Sûre-i Celîlesi, 23/97-98

[25] Mü’minûn Sûre-i Celîlesi, 23/118

[26] Furkan Sûre-i Celîlesi, 25/74

[27] Şuara Sûre-i Celîlesi, 26/78-85

[28] Şuara Sûre-i Celîlesi, 26/118

[29] Neml Sûre-i Celîlesi, 27/19

[30] Kasas Sûre-i Celîlesi, 28/21

[31] Kasas Sûre-i Celîlesi, 28/22

[32] Kasas Sûre-i Celîlesi, 28/24

[33] Ankebût Sûre-i Celîlesi, 29/30

[34] Zümer Sûre-i Celîlesi, 39/38

[35] Zümer Sûre-i Celîlesi, 39/46

[36] Mü’min Sûre-i Celîlesi, 40/44

[37] Ahkâf Sûre-i Celîlesi, 46/15

[38] Kamer Sûre-i Celîlesi, 54/10

[39] Haşir Sûre-i Celîlesi, 59/10

[40] Mümtahine Sûre-i Celîlesi, 60/4-5

[41] Tahrîm Sûre-i Celîlesi, 66/8

[42] Kalem Sûre-i Celîlesi, 68/29

[43] Kalem Sûre-i Celîlesi, 68/30-31

[44] Nûh Sûre-i Celîlesi, 71/28

[45] İhlas Sûre-i Celîlesi, 112/1-4

[46] Felak Sûre-i Celîlesi, 113/1-5

[47] Nâs Sûre-i Celîlesi, 114/1-6