Kime dua kapısı açılmış ise, ona rahmet kapıları açılmış demektir. Cenab-ı Allah’tan talep edilen şeyler içinde O’nun en çok sevip hoşnut olduğu şey afiyettir. Dua, inmiş ve henüz inmemiş olan her türlü musibet için bir sıyanet serasıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise, bunu böyle bilin de, duaya sımsıkı sarılın.
(Tirmizî, Deavât 112)
Dualarıyla da rehberimiz Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselam)’dır.
Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi vesellem) Efendimiz’in sünnet-i seniyyeleri, inanan insanlar olan bizler için Kur’an-ı Kerim’den sonra ikinci temel kaynak hükmündedir. Sahih sünnetin bu kaynak değeri hayatın her alanıyla alakalı konularda böyle olduğu gibi, dua ve evrâd ü ezkâr hakkında da böyledir. Özellikle “Peygamber Yolu”nun yolcuları için M. Fethullah Gülen Hocaefendi, bu mühim hususu şöyle hatırlatır: Kitap ve Sünnet’e ittiba üzerinde hassasiyetle durulup evrâd ü ezkârın teşvik edildiği yol ki; bu yolda sülûk edenler, her meselede Sünnet’i takip eder ve her işlerini Sünnet’le irtibatlandırmaya çalışırlar. Hususî birkaç ism-i şerifi vird edinme yerine, Allah Resûlü’nün ibadet, dua, zikir, fikir usûlünü araştırır ve Allah’ı bütün esmâsıyla anarlar. (Aşk, Kalbin Zümrüt Tepeleri-1)
Gerek Kur’an-ı Kerîm’in resmetmiş olduğu Hazreti Muhammed (aleyhi elfü elfi salâtin ve selam) tablosu, gerekse O Fahr-i Kainat Efendimiz’in mübarek beyanları olan hadis-i şerifler ve O’nun nurlu hayat-ı seniyyelerini konu edinen siyer kaynakları bize, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz O Zat’ın, yüksek ahlakın her bir dalında olduğu gibi dua hususunda da en mükemmel bir örnek olduğunu çok açık olarak göstermektedir. Bu tabloya göre dualarındaki derinlik ve camiiyyet/kuşatıcılık bakımından da beşerin efendisi yine Hazreti Muhammed Mustafa (sallallahü aleyhi ve sellem)’dir. Evet, bugüne kadar gelmiş ve bundan sonra gelecek olan beşer duaları içinde İnsanlığın İftihar Tablosu’nun duaları gibisini göstermek mümkün değildir ve olmayacaktır.
Aydınlık hayatının her anını dualarla nurlandıran Efendimiz’in, Cenab-ı Allah’tan sıhhat ve afiyet dilendiği ve yine ümmetine bela ve musibetlerden, hastalıklardan korunmak ve şifa bulmak için talim buyurduğu pek çok duaları bulunmaktadır. Biz de işte o dualardan bazılarıyla Rabbimiz’e yalvarıp yakarmak istiyoruz. Yüceler Yücesi Hazreti Allah, bugün tam bir ızdırar haline garkolmuş olan biz aciz ve muhtaç kullarına re’fet ve şefkatiyle muamele buyursun ve Habîb-i Ekremi hakkı için dualarımızı kabul eylesin.
Âmin.
Mustafa Yılmaz
Haziran, 2020
Peygamber Efendimiz’in
(sallallahü aleyhi ve sellem)
Duaları
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَلْحَمْدُ لِلهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلَى سَـيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى أٰلِـه۪ وَصَحْبِه۪ أَجْمَعِينَ.
اَللّٰهُمَّ ارْزُقْنَا حَيَاهَا وَأَعِذْنَا مِنْ وَبَاهَا وَحَبِّبْنَا إِلَى أَهْلِهَا وَحَبِّبْ صَالِحِي أَهْلِهَا إِلَيْنَا، اَللّٰهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيهَا.
Allahım! Bu beldenin bolluğuyla bizi rızıklandır. Veba türünden hastalıklarından bizi koru. Bizi bu beldenin halkına, bu beldenin salihlerini de bize sevdir. Allahım! Burayı bizim için bereketli eyle.
***
اَللّٰهُمَّ إِنِّـي أَعُوذُ بِـكَ مِنَ الْقَسْوَةِ وَالْغَفْلَةِ وَالْعَيْلَةِ وَالذِّلَّـةِ وَالْمَسْكَنَةِ، وَأَعُوذُ بِـكَ مِـنَ الْفَقْرِ وَالْكُفْرِ وَالْفُسُوقِ وَالشِّـقَاقِ وَالسُّـمْعَةِ وَالرِّيَـاءِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الصَّمَمِ وَالْبَكَمِ وَالْجُنُونِ وَالْجُذَامِ وَسَيِّئِ الْأَسْقَامِ.
Allahım! Kalp katılığından, gafletten, fakirlikten, zillet ve meskenetten Sana sığınırım. Fakirlikten, küfür ve nankörlükten, fısktan, ihtilaf çıkarmaktan, süm’a ve riyadan, kulluğumu başkalarının duyup görmesine bağlamaktan da Sana sığınırım. Sağırlık, dilsizlik, delilik ve cüzzam gibi ağır hastalıklardan da yine sadece Sana iltica ediyorum Allahım!
***
بِسْمِ اللهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ﴿٣﴾
Yüce adı anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla ki, O Semî’ ve Alîm’dir, her şeyi işitir, her şeyi bilir. (3 defa)
***
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ وَذَرَأَ وَبَرَأَ. أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّةِ، مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ، وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لَامَّةٍ.
Yarattıklarının şerrinden Cenab-ı Allah’ın her türlü eksiklikten uzak, şifa ve deva vesilesi olan tastamam kelimelerine sığınırım. İnsî-cinnî bütün şeytanlardan, zarar verebilecek her canlıdan ve kem nazardan da Allah’ın tastamam kelimelerine (ilmine ve kudretine) sığınırım.
***
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِـيَةَ فِي الدُّنْـيَا وَالْأٰخِرَةِ. اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْمُعَافَاةَ وَالْعَافِـيَةَ فِي الدُّنْـيَا وَالْأٰخِرَةِ، يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ، يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ.
Allahım! Senden dünyada ve âhirette af ve afiyet diliyorum. Ey Merhametliler Merhametlisi, celâl ve ikram sahibi Rabbim! Dünyada ve âhirette afv ü afiyet ihsan eyle.
***
اَللّٰهُمَّ عَافِنِي فِي بَدَنِي، اَللّٰهُمَّ عَافِنِي فِي سَمْعِي، اَللّٰهُمَّ عَافِنِي فِي بَصَرِي، لَا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ ﴿٣﴾
Allahım! Bedenime afiyet ver. Allahım! Kulağıma afiyet ver. Allahım! Gözüme afiyet ver. Senden başka bir ilah yoktur. (3 defa)
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ، وَتَحَوُّلِ عَافِـيَـتِكَ، وَفَجْأَةِ نِقْمَتِكَ، وَجَمِيعِ سَخَطِكَ، يَا رَحْمٰنُ يَا رَحِيمُ، يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ، يَا حَيُّ يَا قَـيُّومُ.
Ey Rahman ü Rahîm, celâl ve ikram sahibi, Hayy u Kayyûm olan Allahım! Nimetinin zevalinden, afiyetinin değişmesinden, azabının ansızın gelip çatmasından ve her türlü gazabından Sana sığınıyorum.
اَللّٰهُمَّ أَعُوذُ بِـرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَأَعُوذُ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَـتِكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ، لَا أُحْصِي ثَـنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْـنَـيْتَ عَلَى نَفْسِكَ.
Allahım! Gazabından rızana, azabından afiyetine, Senden Sana (celâlinden cemâline) sığınırım. Zâtını senâ ettiğin ölçüde Seni senâ etmekten aciz olduğumu da itiraf ederim. Zaten Sen senâ edilemeyecek kadar yücesin.
***
اَللّٰهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ.
Allahım! Senin ihsan ettiğine mâni olacak yoktur. Senin vermediğini de lütfedecek yoktur. Senin yanında ve Sana bedel hiçbir servet sahibine serveti fayda veremez.
***
اَللّٰهُمَّ أَحْسِنْ عَاقِبَتَنَا في اْلأُمُورِ كُلِّهَا وَأَجِرْنَا مِنْ خِزْيِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ اْلآخِرَةِ.
Allahım! Bütün işlerimizde akıbetimizi güzel eyle; dünyada rüsva olmaktan ve ahiret azabından bizi koru. Âmin!
***
Peygamber Efendimiz’in
(aleyhissalâtü vesselam)
Hâcet Duası
لَا إِلٰهَ إِلَّا اللهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ، سُبْحَانَ اللهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، اَلْحَمْدُ لِلهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ وَالْعِصْمَةَ مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلَامَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ. لَا تَدَعْ لِي ذَنْبًا إِلَّا غَفَرْتَهُ وَلَا هَمًّا إِلَّا فَرَّجْتَهُ وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًا إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. اَللّٰهُمَّ كَاشِـفَ الْغَمِّ، مُفَرِّجَ الْهَمِّ، مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ إِذَا دَعَوْكَ رَحْمٰنَ الدُّنْيَا وَاْلاخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا، فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هذِهِ بِقَضَائِهَا وَنَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ. اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ ﷺ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّٰهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ.
Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim! Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek vesileleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma ya Erhamerrâhimîn!
Allahım! Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. “Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır.” hakikatini tasdik ederek sana yöneliyorum. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allahım! Seni tesbih ve eksik sıfatlardan tenzih ederim. “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.” imanıyla Sana hamd ü senada bulunuyorum. Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allahım.. ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde bana merhamet et. Allahım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), ey efendim, şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım! Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.1
Peygamber Efendimiz’in
(aleyhissalâtü vesselam)
Kunut Duası
اَللّٰهُمَّ اهْدِنَا فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنَا فِيمَنْ عَافَيْتَ، وَتَوَلَّنَا فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَباَرِكْ لَنَا فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنَا شَرَّ مَا قَضَيْتَ، فَإِنَّكَ تَقـْضِــي وَلاَ يـُقـْضَــى عَلـَيـْــكَ، وَإِنـَّهُ لاَ يـَذِلُّ مَـنْ وَالَـيـْتَ وَلاَ يَـعِـزُّ مَـنْ عَـادَيْـتَ، وَلَكَ الْحَمْدُ عَلَى مَا قَضَيْتَ، تَـبَـارَكْتَ رَبَّـنَـا وَتَعَالَـيْـتَ.
Allahım! Hidayete mazhar eylediklerinin içinde bizi de hidayetle serfiraz kıl. Afiyet bahşettiğin kullarının arasında bize de afiyet bahşeyle. Bizi de dost edindiklerinin arasına kat. Bize lütfettiğin nimetleri bereketli eyle. Olmasını takdir buyurduğun hadiselerin şerrinden bizi muhafaza buyur. Şüphesiz Sen hükmedersin ve kimse Senin hükmüne karşı gelemez. Senin dost edindiğin bahtiyar kullar asla zillete düşmez; düşmanlığına maruz kalanlar ise asla izzete eremez. Verdiğin hükümlere karşı hamd sadece Sana’dır. Rabbimiz! Senin şanın pek uludur ve Sen çok yücesin.2
1 İki rekat “Hâcet Namazı” kıldıktan sonra bu dua ile Hazreti Mevlâ’ya yalvarıp yakarmak, Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtü vesselam)’ın sünnet-i seniyyesidir. Bu konuda daha fazla bilgi için bakınız: Mealli Dua Mecmuası, sh. 95
2 Kunut Duası’nın namazda nasıl okunacağına dair bakınız: Salgın Hastalıklar ve Dualar (Makale)